"tüm insanların, toplumun bir çıkış bulmaya çalışan baskısını aynı belirsiz ve biçimlenmemiş şekilde hissettikleri zamanlarda, değişime çağıran mistik bir dille konuşan herhangi bir şarlatanın kurbanı olabilirler. şarlatan, insanlara egemen olabilmesine karşın koşullara egemen olamaz. bu yüzden insanları terk edilmiş yollara ve unutulmuş düşüncelere sürükleyebilir."
Yanılsama ve Gerçeklik
Caudwell, Christopher (1907-1937)
Eserlerinde kullandığı ismi Christopher Caudwell ismini kullandı. Londra'da katolik bir ailede dünyaya gelen Christopher St. John Sprigg On beş yaşındayken gazeteci olarak çalışmaya başladı. Kısa süre sonra da British Malaya'nın editörü oldu. Daha sonra kardeşiyle birlikte bir havacılık yayıncılığı yapmaya başladı. Ek olarak şiir, oyun, kısa öyküler, dedektif romanları, havacılık ders kitapları ve hayalet hikayeleri yazdı. Aynı zamanda felsefe, sosyoloji, tarih, siyaset, dil bilim, matematik, ekonomi, fizik, biyoloji, nöroloji, edebiyat, edebi eleştiri ve benzeri konuların yanı sıra yazılar yazdı.
1934'te Marksizm'e özel bir ilgi duydu ve 1935 yazında Illusion and Reality'i yazdı. Marksist bir şiir eleştirisi yazdı. Kitabı bitirdikten sonra Komünist Partiye girdi. Çalışmaları hayatı süresince kitap olarak basılmadı. Buna rağmen aktivist hayatı boyunca yazarlığını sürdürdü ve halk için mücadele etti.
Aralık 1936'da Franco'ya karşı anti-faşist mücadelede Uluslararası Tugaylar'a katılmak üzere İspanya'ya gitti. Kısa süre içerisinde Tabur Duvar gazetesinin yazı işleri sorumlusu ve editörü oldu. Christopher Caudwell savaşın ilk gününde 12 Şubat 1937'de Jarama vadisinde faşistler tarafından öldürüldü.
Felsefeye Övgü
Bir Antik Yunan mitinde gördüm seni;
Ölümün sessiz kanatları olan gençlikte
Bir lir'e dokunuyorsun uzun parmaklarınla.
Ebedi yaşının tesiri altında kaldım.
Maceraperestliğinin gücü beni baştan çıkardı.
ve nazik çekingenliğin bana huzur verdi.
Kanatlı bir düşünce gökkuşağının altından akan.
Sisli bir havada emin adımlarla
Kibar kokuşmuş bataklıklar gibi ziyaret ettiğin tüm makamlar
Dünyanın bütün motorları astımlı gibi çalışır sertçe,
zamanın tekrarlarından beslenirler.
(Fed through Time's recurrences.)
ve titreyen bir bataklıkta yürür insan insana.
Bilimsel sporcu silahını kaldırdı;
ikinci namludan çıkan, mavi tüylü broşu vurdu.
ve sen telaşlı düştün havada uçan bir kuş misali.
----------
senin şahsında sevdiğim,
itiraf etmeliyim,
güzelliği ver bana,
bir taksidermistin ellerinde çürüyecek ve sona erecek güzelliği.
Freewill üzerine deneme
Eylemlerimiz kırılmış cam boynuzları
soğuk Atlantik kıyılarında dikit tutturmaya çalıştığımız
umursamaz dalgalar geçiyor.
yazın intikamınızı boş bir sınıfın
beyaz sığınaklarındaki beyaz kapılara.
Ve Newton örümcek yuvasında,
aşkın hazzından vazgeçen
kalbi kırık şehir adamları
aklından çıkmıyor terk edilmiş tapınağın korusu
ve Big Ben'den yükseliyor saatin sesi.
--------------------
Beyhude pişmanlıklarımız dinazorlar
zamanın damarlarına yerleşiyor
zaman kadar hızlı umutlarımız geri döndürebilir
çiçekler gibi basılan deri ciltli kitapları.
Öldüğümde hatırla beni
Napolyon'un söylediği son şey gibi.
Şiirin Gelişimi
Süzgeçli sulama kabıyla
çamurlu toprağın içine gömülmüş
kederli adamların başına su serpen bir bahçıvan gördüm.
Dengeli karanlıkta doğmuş,
küçük yüzünde şaşkın bir ifadeyle
gri saçlı kadını kucaklamış bir psikopos gördüm.
---------
Bahçıvana dedim ki; "Ben genç bir şairken
en azından ölümün biraz melodisi olmasıydı tek referansım.
Tehlikeyi ve sevginin derinliklerini söyledim ben.
Dünya yeni bir acayip hastalık mı ?
yoksa burada hissettiğim göğsümü kemiren bir böcek midir
yada cevizin içi gibi kırışık olan beş duyum mu ?
Bahçıvan yanıtladı; duvarlarımdaki likenlerden(sarı yosun) çok rahatsızım.
bir kürekle temizledim hepsini.
Bunu yaptığımda çok insan çığlığı işittim.
akşamın kutsal serinliğinde,
çalılıkların arasında bir siluet yürümek istemeyen
bir melek sandım.
Ayak izleri görünüyor,
saçları vardı izlerdeki ayak parmaklarının arasına kadar uzanan.
Christopher Caudwell
Çeviri: Doğan Sevimbike
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder